Tic douloreux bir diğer ismiyle trigeminal nevralji, yüzümüzdeki hisleri beynimize taşıyan sinirlerin etkilenmesi ile oluşan ağrıdır. Bu sorunu yaşayan kişiler kronik olarak yüz ağrısı sorunu yaşarlar. Kişiler dişlerini fırçalama, makyaj yapma gibi kolay işlerde bile ağrı hissedeler.

Hastalığın ilk aşamasında kişiler kısa ve hafif ağrı atakları yaşarlar. Ancak belirli durumlarda hastalık ilerler. Ve bu ilerleme ağrı atakların daha sık ve yoğun yaşanmasına sebep olur. Erkeklere kıyasla kadınlarda daha sık görülür ve sıklıkla 50 yaş üstü kişilerde karşılaşılır.

Trigeminal sinirlere baskı yapan iyi ya da kötü huylu tümörde ağrıya sebep olabilir.

Bu hastalıkla yüz bölümündeki hisleri beyne taşıyan trigeminal sinirlerin işlevleri bozulur. Karşılaşılan sorun ise normal kan damarının beyin tabanında yer alan trigeminal sinir arasında gerçekleşir. Temas esnasında sinire baskı uygulanır ve yanlış sinyaller gönderilir.

Yaşlanma ile beraber trigeminal nevralji ortaya çıkabilir. Bazı vakalarsa ise sinirleri koruyan miyelin kılıfına zarar gelmiş olabilir bu da ağrıya sebep olur. Aynı zamanda trigeminal sinirlere baskı yapan iyi ya da kötü huylu tümörde ağrıya sebep olabilir.

Kişiden kişiye değişmekle beraber rüzgar esintisi, dış fırçalama, gülümseme, yemek yemek, konuşmak, makyaj yapmak, tıraş olmak, yüzü yıkamak gibi yüz bölgesinde meydana gelen tetikleyiciler ağrı oluşmasına sebep olur.

Radyofrekans yönteminde ise ağrıya sebep olan bölgedeki sinir iletimi devre dışı bırakılır.

Trigeminal nevraljinin belirti ve semptomları kişiden kişiye değişir ve oluşan ağrılar çeşitlidir. Bu ağrı çeşitleri şu şekilde gözlenebilir;

• Ağrı yüzün tek bir noktasında oluşur ya da tam tersi geniş alanda hissedilir. Yanak, çene, dişler, diş etleri, dudaklar veya daha az sıklıkla göz ve alın bölgelerinde ağrı oluşabilir.
• Yüzün tek tarafını da etkileyebilir ya da nadir görülmekte beraber iki tarafında da oluşabilir.
• Ağrı atakları birkaç saniye sürebileceği gibi nöbetler şeklinde de oluşabilir.
• Elektrik çarpması gibi hissedilebilir.
• Çeşitli etmenlere göre ağrının hissedildiği belirli zamanlar oluşabilir.
• Yüze dokunma, çiğneme, diş fırçalama ya da konuşma gibi yüz ile etkileşimden sonra tetiklenen spontane ağrı veya ataklar olabilir.

Genellikle tanı kişinin hastalık öyküsünden çıkmaktadır. Kişinin ağrıyı doğru tanımlaması oldukça önemlidir. Anlatılan hastalık öyküsü sonrasında uzman hekim ağrının türü ve ağrıya neden olan nedenleri belirleyebilecektir. Uzman hekim tanıdan emin olmak ve hastalığın altında yatan temel nedeni belirlemek için çeşitli testlerden yararlanabilir.

Trigeminal nevralji tedavisinde tercih edilen ilk yöntem ilaç tedavisidir. Bazı vakalarda ilaçlar haricinde ek tedaviye gerek duyulmaz. Ancak uzun süre ilaç kullanımı sonucu ilaç etki göstermeyebilir.

Böyle durumlarda ise radyofrekans tedavisi tercih edilebilir. Radyofrekans yönteminde ise ağrıya sebep olan bölgedeki sinir iletimi devre dışı bırakılır. Bölgeye zarar verilmeden uzun süreli ve kalıcı sonuçlar elde edilebilir.

The post Trigeminal nevralji nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Küme tipi baş ağrısı genellikle birkaç haftalık süreçlerde küme şeklinde gelir ve bu ağrı atakları şiddetli yaşanır. Diğer ağrı çeşitlerinden ise göz çevresinde oluşması ile ayrılır. Kişiler sıklıkla bu ağrıyı ‘oyucu’ şeklinde tanımlarlar. Atak bir diğer deyişle küme dönemi geçince iyileşme süreci başlar. Ancak bu süreç bazı vakalarda uzun zaman alabilir.

Küme tipi ağrılar hayati tehlike barınmaz fakat oldukça şiddetli yaşanan atak dönemleri kişinin hayat kalitesi bozar.

KÜME TİPİ BAŞ AĞRISI NEDEN OLUR?

Küme tipi baş ağrısının nedenleri tam olarak bulanamamıştır. Vücudun biyolojik saatinde meydana gelen tersliklerden kaynaklandığı düşünülür. Migren ağrılarında olduğu gibi gıdalar, hormonal değişiklikler, stres küme tipi ağrıları tetiklemez. Sıklıkla karşılaşılan nedenler ve risk faktörleri ise;

– Alkol kullanımı

– Nitrogliserin içerikli ilaçlar

– Sigara kullanımı

– Aile bireylerinde küme tipi ağrının olması.

Küme tipi baş ağrısı erkek hastalarda daha sık görülmektedir ve 20 – 50 yaş arasında hastalığa yakalanma riski daha fazladır.

KÜME TİPİ BAŞ AĞRISININ BELİRTİLERİ

Ağrı atakları genellikle belirti vermeden başlar. Karşılaşılan belirtiler ise göz kapağının düşmesi, göz etrafının şişmesi, yüzün soluk bir renge bürünmesi, ağrıdan kaynaklı tek taraflı burun tıkanıklığı ya da burun akıntısıdır. Ağrı hissi bazen yüz, baş ve boyun bölgelerine yayılabilir.

Hastalar küme dönemini farklı şekillerde geçirebilirler. Her gün ağrı hissedebilir ya da gün içinde tekrarlayan ataklar yaşayabilirler. Atak süresi dakikalardan saatlere uzayabilir. Ancak küme tipi baş ağrısı yaşan kişilerde genellikle ağrının periyodik olarak her gün aynı saatte gelme eğiliminde olduğu tespit edilmiştir. Küme dönemi sonrasında kişinin ağrısı geçmiştir fakat kendini oldukça bitkin hisseder.

KÜME TİPİ BAŞ AĞRILARI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Küme tipi baş ağrılarının kalıcı olarak çözüme ulaştırılması mümkün değildir. Uygulanan tedavi yöntemler ise kişinin atak sıklığı ve süresini azaltarak rahatlatmak amaçlıdır. Tedavide alınması önerilen ilaçlar ise hızlı etki eden içeriğe sahip olan ilaçlardır.

Küme tipi baş ağrısında uygulanan, sfenopalatin gangliyona radyofrekans uygulaması ise başın arka kısmındaki oksipital major ve minör sinirlere lokal anestezi veya radyofrekans uygulamasını içerir. Radyofrekans uygulaması ile ganglion blokajının başarı şansı oldukça yüksektir. Olası riskleri en aza indirgemek için işlemin mutlaka bir algoloji- ağrı uzmanı tarafından uygulanmalıdır.

The post Gece uykusundan uyandıran ağrı: Küme tipi baş ağrısı nedir? appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Pandemi nedeniyle pek çoğumuz evden çalışmaya başlarken bazı ağrılar da baş göstermeye başladı. Ağrı, Beyin, Sinir Hastalıkları ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, evden çalışmanın bazı ağrıları tetiklediğini belirtti.

Evden çalışma sistemi birçok kişide ağrıların tetiklenmesine neden oldu. Özellikle gerilim tipi baş ağrısı ile migren ağrısı daha fazla tetikleniyor. Gerilim tipi baş ağrısı ve migren aynı şey değil. Her biri için farklı semptomları ve farklı tedaviler gerekir. Örneğin, gerilim tipi bir baş ağrısı, migrene özgü bir ilaca yanıt vermeyebilir.

Gerilim tipi baş ağrısı ile migren ağrısı

Gerilim tipi baş ağrıları en yaygın baş ağrısı türüdür ve daha hafif olma eğilimindedir. Başın her iki tarafını da etkileme eğiliminde olmaları ve donuk, basınç tipi bir ağrıya neden olmaları nedeniyle migrenden farklı özelliklere sahipler.

Migrenler daha şiddetli ve zayıflatıcı olma eğilimindedir, genellikle tek taraflıdır ve daha çok nabız gibi atan, zonklayan bir ağrıya neden olur; diğer semptomlar arasında ışık hassasiyeti ve mide bulantısı olabilir.

Her iki tür baş ağrısı da çevresel faktörler ve rutininizdeki değişiklikler tarafından tetiklenebilir. Evden çalışmaya başladığınızdan beri baş ağrılarınız veya migren belirtileriniz daha sık veya daha şiddetli hale gelmiş olabilir.

Artan ekran süresi daha sık baş ağrısı yaşanmasına neden olabilir. Koronavirüs salgını gibi bir durumda evde kalmak yüzde 60’a kadar daha fazla ekran süresine yol açabilir. Bu, ortalama bir insanın bir gün boyunca dijital cihazlarda 13 saatten fazla zaman geçirdiği anlamına geliyor.

Bakışlarınızı daha uzaktaki bir şeye çevirerek periyodik olarak (her 20 dakikada bir) gevşeme şansı verin, bu da göz yorgunluğunu azaltmaya yardımcı olabilir. Gözlerinizi nemli tutmak için sık sık ara verin.

Botoksla migren tedavisi

Botoks enjeksiyonu özellikle kronik migren tedavisinde kullanılan yöntemlerden birisidir. Alın, şakak ve ense bölgelerinde migren ağrılarının tetiklenmesine sebep olan sinirlerin sıkıştığı noktalar bulunur. Migrende ağrılar bu noktalardan biri veya birkaçında başlar. Tedavide atakların başladığı yerler tespit edilir ve bu bölgelere siniri sıkıştıran kasların etkisiz hale getirilmesi için botoks uygulanır. Yaklaşık 5-10 dakikalık bir sürede tamamlanan botoks uygulamasının 6 – 8 ayda bir tekrarlanması gerekebilir.

Duruş bozukluklarından kaynaklanan ağrılar

Çoğumuz hızla evden çalışmaya döndük ve ideal ofis kurulumuna sahip değiliz. Bu, kötü pozisyon veya duruş anlamına gelebilir, bu da migrenle ilişkili veya gerilim tipi baş ağrısı olasılığını artırabilir.

Dizüstü bilgisayarınızdayken öne doğru daha fazla eğilebilirsiniz, bu da boynunuzda ve omuzlarınızda gerginliğe neden olabilir.

Masanızın ergonomisini daha rahat hale getirmek ve daha iyi bir duruş sağlamak için optimize edebilirsiniz. İdeal olarak, dik bir duruş alabileceğiniz bir düzen sağlamanız gerekir. Bu, başınızın öne eğdiğiniz ve omuzlarınızın kambur olduğu pozisyondan kaçınmanıza yardımcı olabilir. Duruşunuz harika olsa bile germek için mola vermek, özellikle omuz ve boyun kaslarınız için fayda sağlar.

Kronik sırt ağrısı

Kronik sırt ağrısı hayatınıza büyük zararlar verebilir. Sürekli oturmak boyun, omuz, bel ve kalça bölgelerinde ağrılara neden olabilir. Çalışırken sık sık ayağa kalkmanız sağlığınız için iyi olabilir.

Düzgün oturmalısınız, kalça kaslarınızın altındaki sivri kemikler olan “oturma kemiklerinizin” üzerinde dengede olmalısınız. Çekirdeğiniz sıkı olmalı, göbek deliğinizi omurganıza doğru çektiğinizi hayal edin – ve sırtınızın alt kısmı, kalçalarınız ve uyluklarınızın arkası bir “L” oluşturmalıdır.

Sırtınızın alt kısmından baskı alabilmek için dizleriniz kalça seviyesinde veya biraz yukarıda olmalıdır. Bel ağrısının artmasına neden olduğu için dizlerinizi veya ayak bileklerinizi çaprazlamaktan kaçının.

Pandemi sırasında daha az hareket etmek kilo alımına ve kas kaybına neden olabilir. Aynı zamanda mevcut kas ve eklem ağrısına da neden olur veya kötüleştirir. Çoğu hasta için, mevcut bel ağrısı için birinci basamak tedavi egzersiz olmalıdır. Hala esnek hissediyorsanız, basit egzersizler ve esneme hareketleri boyun, sırt ve eklem ağrısını önlemeye yardımcı olabilir.

Yürümeye başlayın. Çalışırken her saat başı kalkmak, hareket etmek ve esnemek için alarm kurun. Ev içinde ya da bahçede yürüyüş ve birkaç esneme hareketi kanın akış hızını artırır, bedeni gevşetir ve zihni tazeler.

Radyofrekans yöntemiyle ağrı tedavisi nasıl uygulanır?

Ağrıda radyofrekans tedavisi sürekli olarak ağrı üreten bölgedeki sinir iletim liflerinin devre dışı bırakılması tekniğidir. Bu alandaki sinirlere veya dokuya hasar verilmeksizin, radyofrekansın uygulandığı bölgedeki sinirler üzerinde düzenleyici etkisinden yararlanılır. Böylelikle uzun süreli ya da kalıcı ağrı tedavisi sağlanır. Steril şartlar sağlanarak, “küçük girişim” olarak adlandırılan yolla, özel bir cihaz ve çok yüksek titreşimli bir akım, özel bir kablo ve iğne aracılığı ile yalnızca ağrıyı taşıyan sinir lifine uygulanır. Böylelikle bu cihazı kullanarak yapılan müdahalelerde belirli bir sinire, kontrollü olarak uyarı verilir ve sinirin ağrı sinyallerini iletme özelliği kaybolur.

Özellikle bel, boyun, sırt ve diz ağrılarında etkili sonuç veren radyofrekans uygulamalarının diğer tedavilere kıyasla birçok önemli avantajı vardır. İşlem genel anlamda ağrısızdır ve ameliyat gerektirmemektedir. Son derece hassas cihazlarla, kontrollü olarak yapılır, uygulamanın yapılacağı yer, röntgen cihazı ile kesin olarak belirlenir ve elektronik cihaz tarafından belirlendiği için işlem emniyetle gerçekleştirilir. İşlem sonrasında 4-5 gün istirahat edilmesi gerekir. İstirahat süresinin bitiminde hasta düzenli olarak kontrole çağrılır ve gerekliyse egzersiz programına alınır.

The post Evden çalışma bu ağrıları tetikledi! appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Proloterapi nedir?

Proloterapi, kas-eklem ağrı ve travmaları için uygulanan tamamlayıcı bir tıbbi tedavi yöntemidir. Proloterapi ile hasar görmüş veya işlevini göremez hale gelmiş eklem, kıkırdak, bağ ve tendonlara kendilerini onarması ve dokuları yeniden yapılandırması yardımcı olacak özel bir sıvı karışımı enjekte edilir. Vücudun iyileşme için tepkimeye girmesine yardımcı olan bu özel karışım, özellikle eklem ya da sırt ağrısı için terapi imkanı sunmaktadır.

Proloterapi ortalama 30 dakika tamamlanır. Lokal anestezi uygulamasından sonra etkilenen bölgelere dikkatli bir şekilde enjeksiyon yapılır. Tedaviden sonra hasta 10-15 dakika kadar istirahat ettikten sonra evine dönebilir.

Terapi yaygın olarak bel, diz, omuz ve ayak bölgelerine, kireçlenme, menisküs yırtıkları, bel boyun fıtıkları, omuz kas yırtıkları, topuk dikeni, tenisçi dirseği gibi rahatsızlıkların tedavisi için uygulanır.

Hastanın yaşı, kilosu, diyabet ve sigara gibi birçok etken iyileşme süresini etkilemektedir. Normal şartlarda 4-6 seans yeterli olabilir. Değişkenlere göre 1-2 seansta çözüme ulaşılabildiği durumlar olduğu gibi 8-10 seansa uzayan vakalarla da karşılaşılabilir.

Nöral Terapi nedir?

Nöral terapi bir ağrı tedavisidir. Aynı zamanda, vücuttaki hücreler ve dokular, yani otonom sinir sistemi üzerindeki uyarıcı ve düzenleyici etkisiyle iyileşmeyi sağlayan hastalıkların nedeni için yerel bir enjeksiyon yöntemidir. Uzman biri tarafından uygulandığında, kronik ağrı için oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Nöral terapi ayrıca, ligamanların, tendonların ve eklemlerin iyileşmesini teşvik eden bir tedavi olan proloterapi ile kullanım için tamamlayıcı prosedür olarak da uygulanır.

Nöral terapi, sırt ağrıları veya diğer tedavilere cevap vermeyen diğer kronik eklem ağrıları dahil olmak üzere herhangi bir kas-iskelet sistemi ağrısı şikayeti için potansiyel olarak faydalıdır. Uygulandığı koşullar akut ve kronik ağrı (farklı kökenlerin baş ağrıları dahil), inflamatuvar etkiler, zayıf dolaşım, kesintiye uğramış müdahale alanlarının neden olduğu çoklu romatizma rahatsızlıkları (romatizma gibi), motor sistem hastalıkları (siyatik, artritik eklem koşulları, omuz veya kol sendromu), prostat, alerji, kadın hastalıkları, böbrek gibi iç hastalıklar ve iyileşmeye yardımcı olduğu spor yaralanmalarıdır. Çocuklar ve yaşlılar dahil her yaştan hastaya nöral tedavi uygulanabilir. Bilinen bir yan etkisi yoktur. Hasta memnuniyeti oldukça yüksek olan bir tedavi şeklidir.

The post Ankara Proloterapi appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Covid19 Döneminde Bağışıklık Sistemini Güçlendirmede Etkisi İnanılmaz Olan Glutatyon Tedavisi …

Glutatyon bir antioksidandır ve antiviral özellikler göstermektedir. Ayrıca yapılan çalışmalar, glutatyon eksikliğinin artan sayıda kronik hastalık ve bozulmuş bağışıklık fonksiyonu ile ilişkili olduğunu da göstermiştir. Düşük glutatyon seviyeleri, kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet gibi hastalıklar için artan risklerle ilişkilendirilmiştir.

GLUTATYON COVİD 19 İÇİN NASIL ETKİ EDER?

Glutatyon oksidatif stresi ve iltihabı önler ve vücuttaki diğer hücrelerin bağışıklık fonksiyonunu artırmaya yardımcı olur. Orta ila şiddetli COVID-19 enfeksiyonu olan hastaların hafif hastalığı olan hastalara göre daha düşük glutatyon seviyelerine sahip olduğu gözlemlenmektedir.

İnsanlar yaşlandıkça, glutatyon seviyeleri doğal olarak azalır ve bu da yaşlıların viral enfeksiyonlar dahil çevresel faktörlerin neden olduğu oksidatif hasara genç nüfusa göre daha duyarlı olmasına neden olur.

Glutatyon eksikliği, COVID-19’un hafif enfeksiyondan şiddetli koşullara ilerlemesine yol açan katkıda bulunan faktörlerden biri olabilir. Daha fazla oksidatif strese neden olabilir ve akciğerde iltihabı şiddetlendirebilir, bu da solunum sıkıntısı sendromuna ve olası ölüme yol açabilir.

GLUTATYON VE C VİTAMİNİ SERUMU

Glutatyon ağızdan kolayca emilmez. C vitamini ile birlikte serum şeklinde vücuda verilerek bağışıklık sisteminin ve vücut direncinin artması sağlanabilir. COVID-19’un bulaşma oranın arttığı bu dönemde Glutatyon ve C vitamini serumu takviyesi virüse karşı dayanıklılık ve genel sağlık arttırılabilir. Bunun için bir uzmandan destek alınabilir.

The post Covid 19 Nasıl Geçer, Tedavisi ve Bağışıklık Sistemi appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Ankara Ms Hastalığı Tedavisi, Multipl Skleroz Tedavi Merkezi ve Konusunda Uzman Ankara Ağrı, Beyin, Sinir Hastalıkları ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu açıkladı …

Glutatyon’un Multiple Skleroz (MS) hastalığına etkisi

Ankara Ağrı, Beyin, Sinir Hastalıkları ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, Glutatyon’un Multiple Skleroz (MS) hastalığına etkisiyle ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Multipl Skleroz, beyin ve omurilikteki sinir liflerini çevreleyen yağlı miyelin kılıfının dejenerasyonu ile karakterize edilen kronik bir otoimmün hastalıktır. Ayrıca kronik iltihaplanmaya neden olur ve vücuttaki temel antioksidanların tükenmesine yol açar, bu da oksidatif streste önemli bir artışa yol açar. Glutatyon ve Multipl Skleroz arasındaki bağlantının başladığı yer burasıdır.

Glutatyon ve Multipl Skleroz Nedir ? Ankara Ms Hastalığı Tedavi Doktoru Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu Anlatıyor

Glutatyon vücudumuzun ana antioksidanıdır. Her vücut işlevi için kritik öneme sahiptir ve hastalıkları önlemek ve toplam hücresel sağlığı sağlamak için gereklidir. Multipl Skleroz (MS), bu önemli antioksidanın tükenmesine, oksidatif stresi ve inflamasyonu artırmasına neden olur.

Multipl Skleroz üzerinde yürütülen araştırmalar, antioksidan tedavinin MS’in ilerlemesini ve gelişimini engellemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Çok sayıda belirtiye duyarlı olan Multipl Skleroz hastaları, sinir hücreleri arasındaki sinir iletişiminde bir bozulma yaşarlar. MS, vücudun bağışıklık sisteminin bu sinir liflerini çevreleyen miyelin kılıfına saldırmasına ve parçalanmasına neden olduğu için, sinyal kesintisine neden olan ciddi yara izi oluşur. Artık biri ve diğeri arasında sinyal iletemeyen bu sinirsel kopukluk, çok sayıda semptom ve hasta sağlığına zarar verir.

Hücrelerimizdeki glutatyon (GSH) seviyeleri, ne kadar yaşayacağımızın ve ne kadar sağlıklı olduğumuzun doğrudan bir göstergesidir. Bunun nedeni, bu ana antioksidan olmadan hayatta kalamayacağımızdır. Hastalandığımızda bunun nedeni GSH seviyelerindeki düşüştür. Düşük glutatyon seviyeleri, karaciğer fonksiyon bozukluğu, kalp hastalığı, bozulmuş bağışıklık fonksiyonu ve erken yaşlanmaya neden olur.

C vitamini yaygın olarak hastalık ve hastalıklarla mücadeleye yardımcı olabilecek güçlü bir antioksidan olarak kabul edilmektedir. Glutatyon ile C vitamini karışımıyla çok daha etkili sonuçlar elde edilmektedir.

Glutatyon, Multipl Skleroz için neden gereklidir? Ankara Ms Tedavisi ve Tedavi Doktoru Ali Kemal Erdemoğlu Detay Verdi …

Glutatyon, vücudumuzun aşırı oksidatif stresle baş etmenin en iyi yoludur. Vücudumuzu bu zararlı bileşiklerden arındırmak ve bağışıklık sistemimizin MS’in etkilerinden ziyade nedene yanıt vermesine izin verir.

Glutatyonun artımlı tedavisi, oksidatif strese karşı güçlü etkileri ve hücresel sağlığı iyileştirme yetenekleri sayesinde MS için etkili bir tedavi seçeneğidir. Glutatyon ve Multipl Skleroz tedavisi, vücudun MS’in neden olduğu hasarı en aza indirme yeteneğini geliştiren ve hatta hasarlı hücrelerin onarımına yardımcı olan son derece umut verici sonuçlar sağlar.

Multipl Sklerozlu olan her hasta, ilerlemeyi yavaşlatmak ve MS’in neden olduğu hasarı onarmak için glutatyon ve öncülleri desteklenebilir. İlk etapta rahatsızlıkları önlemeye yardımcı olan glutatyon takviyesi, Multipl Skleroza karşı iyi bir bağışıklık sitemini oluşmasına katkıda bulunur. Glutatyon ve C vitamini karışımıyla hücresel hasarı en aza indirmek ve Multipl Sklerozlu hastaların durumunu önemli ölçüde iyileştirmek mümkündür.

Ankara Ms Hastalığı Tedavisi, Multipl Skleroz Tedavisi İçin Hemen Randevu Alabilirsiniz … 

+905330340301 Numaralı Telefondan Detaylı Bilgi Alın …

The post Ankara Ms Hastalığı Tedavi Doktoru ve Tedavi Merkezi appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Ankara Sırt ve Boyun Ağrısı Tedavi Merkezi ( Ağrı Doktoru Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu)

Ankara Sırt ve Boyun Ağrısı ve Ağrı Tedavisi – Sırt  ve boyun ağrısı neden olur?

Sırt ağrısı, sırtımızda bulunan omurganın iki yanındaki kasların gerilmesi ile oluşur. Sırt ağrısına yol açan bu gerilmenin en büyük nedeni strestir. Normalde ‘’C’’ harfine benzeyen boyun omurgası düzleşir, omuz ve sırta giden sinirlerin çıkışları daralır ve sinirler baskı altında kalır. Bu baskı sonucunda sırt kasları gerilir ve ağrı oluşmaya başlar. Kasların uzun süre gergin halde kalması fibrozit adı verilen kas topaklarına neden olur. Yorgunluk, ağır kaldırma, klimaya maruz kalma gibi tetikleyici etkenlere bağlı olarak da sırt ağrısı olur. Bazı kişilerde sırt ağrısını azaltmaya yönelik kambur duruş başlayabilir. Sırt ağrısı pek çok hastalığın belirtilerinden biri de olabilir.

Boyun ağrısı ise kemik, disk, kas ve bağ yapılarından oluşan bozukluklar nedeniyle gelişebilir. Boyun fıtığı, kireçlenme ve dejeneratif disk hastalığı, servikal dar kanal ve yaralanmalar boyun ağrısının sık birer sebebidir. Nadiren tümörler, boyun bölgesinde ağrı sebebi olarak karşımıza çıkabilir. Boğazda uzun süren enfeksiyonlar da şişmiş lenf nodları ile birlikte boyun ağrısına sebep olabilir. Kalp, akciğer rahatsızlıkları gibi bazı durumlar boyunda yansıyan ağrı yapabileceği gibi, boyun ağrıları baş, yüz, sırt, göğüs ve omuz bölgelerine yayılım gösterebilir.

Ankara Ağrı Doktoru Ali Kemal Erdemoğlu Sırt ve Boyun Ağrısında Ameliyatsız Tedavi Mümkün!

Ankara Radyofrekans Tedavisi – Ameliyatsız bir yöntem olan radyofrekans yöntemiyle özellikle uzun süreli ve inatçı bel, boyun, sırt ve diz ağrılarında oldukça etkili sonuçlar elde edilebiliyor. Günümüzde, cerrahi tedavi olmaksızın ağrıların hızla ve en az yan etki ile tedavi edilmesi için çeşitli tekniklerden faydalanılmaktadır. Modern girişimsel tedavi yöntemleri ile kronikleşen ağrıların yüzde 90´ına artık çare bulunmaktadır. Ağrılı bir hastaya ilaç, istirahat ve fizik tedavi yöntemleriyle yeterince yararlı olunamıyorsa, cerrahi girişim düşünülmüyor veya yapılamıyorsa; minimal girişimsel yöntemler ile radyofrekans tedavisi ideal bir çözüm olabilir.

Ankara da Radyofrekans yöntemiyle ağrı tedavisi nasıl uygulanır?

Ağrıda radyofrekans tedavisi ( Ankara Ağrı Tedavisi ) sürekli olarak ağrı üreten bölgedeki sinir iletim liflerinin devre dışı bırakılması tekniğidir. Bu alandaki sinirlere veya dokuya hasar verilmeksizin, radyofrekansın uygulandığı bölgedeki sinirler üzerinde düzenleyici etkisinden yararlanılır. Böylelikle uzun süreli ya da kalıcı ağrı tedavisi sağlanır. Steril şartlar sağlanarak, “küçük girişim” olarak adlandırılan yolla, özel bir cihaz ve çok yüksek titreşimli bir akım, özel bir kablo ve iğne aracılığı ile yalnızca ağrıyı taşıyan sinir lifine uygulanır. Böylelikle bu cihazı kullanarak yapılan müdahalelerde belirli bir sinire, kontrollü olarak uyarı verilir ve sinirin ağrı sinyallerini iletme özelliği kaybolur.

Özellikle bel, boyun, sırt ve diz ağrılarında etkili sonuç veren radyofrekans uygulamalarının diğer tedavilere kıyasla birçok önemli avantajı vardır. İşlem genel anlamda ağrısızdır ve ameliyat gerektirmemektedir. Son derece hassas cihazlarla, kontrollü olarak yapılır, uygulamanın yapılacağı yer, röntgen cihazı ile kesin olarak belirlenir ve elektronik cihaz tarafından belirlendiği için işlem emniyetle gerçekleştirilir. İşlem sonrasında 4-5 gün istirahat edilmesi gerekir. İstirahat süresinin bitiminde hasta düzenli olarak kontrole çağrılır ve gerekliyse egzersiz programına alınır.

Ankara Ağrı Doktoru Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu özgeçmişini buradan inceleyebilirsiniz.

The post Ankara Sırt ve Boyun Ağrısı ve Ağrı Tedavisi appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Ankara Bel Ağrısı Tedavisi – Ağrı, Beyin, Sinir Hastalıkları ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, bel ağrısı nedir, nasıl oluşur,nasıl tedavi ..

Bel ağrısı nedir, nasıl oluşur, tedavisi nasıldır?

Omurganız omur adı verilen 33 kemikten oluşur. Kafa tabanından kuyruk sokumuna kadar uzanır. Baş ve vücudu desteklemek üzere bir silindir şeklinde gelişir. Çevresini kaslar, bağlar ve diğer dokular sarar. Her bir omurun içinde bir delik vardır. Bu delikler birleşerek bir silindir oluşturur ve bu silindirin içinden omurilik geçer. Her bir omur arasında sürtünmeyi önlemek ve hareketliliği sağlamak üzere disk adını verdiğimiz yumuşak yastıklar vardır. Bel fıtığı veya boyun fıtığı işte bu yastıklarda meydana gelen kayma veya yırtılmalardan meydana gelir.

Boyun bölgesinde 7 omur bulunur. Bu omurlar göğüs ve kafa arasındaki dengeyi sağlarlar. Göğüs bölgesinde 12 omur bulunur. Bu omurlar bel ve baş arasındaki dengeyi sağlarlar. Bu omurlara kaburgalar ve kaslar birleşerek göğüs kafesini oluşturur. Bel bölgesinde 5 omur vardır. Vücudun en kuvvetli ve sert omurları bu bölgededir. Bel omurlarına bel bölgesinin kasları ve omurlar arası bağlar bağlanır. Bel omurlarının altında leğen kemiği ve kuyruksokumu vardır.

Bel ağrısı nedenleri

Bel ağrısı genellikle bir omuru normal pozisyonunda tutan bir bağ ya da kasın gerilmesine bağlıdır. Bu kaslar ve bağlar zayıfladığında, omurga bütünlüğünü yitirir, bu da ağrıyla sonuçlanır. Sinirler vücudun her yerine omurilikten dağıldığından, bel sorunları neredeyse vücudun her yerinde ağrı ve güçsüzlüğe neden olabilir.

Ankara Bel Ağrısı Tedavisi

Bel ağrısı, mesleğinizin ağırlık kaldırma ve ağır cisimleri taşımayı gerektirmesinden veya uzun süre ayakta durmaktan, öne eğilmekten ya da oturmaktan kaynaklanabilir. Düşme veya alışılmadık ağır egzersize bağlı olabilir. Kimi insanlarda baş ağrısı nedeni olan gerilim ve stres, bel ağrısına da yol açabilir. Şiddetli öksürme ve aksırma bile bel ağrısı yapabilir. Aşırı kilolu insanlarda bele binen yükün artmasına bağlı olarak bel ağrısı ortaya çıkabilir. Bel ağrısı, beldeki kasların, eklemlerin, kemiklerin ve bağ dokusunun bir enfeksiyona veya bağışıklık sistemi problemine bağlı olarak hasarlanmasına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Eklem hastalıkları bel ağrısı nedeni olabilir. Mesane ya da bağırsak kontrolünün kaybı, bacakları hareket ettirmekte güçlük veya bacaklarda uyuşukluk ve karıncalanmayla birlikte olan bel ağrısı omurilikte ve sinirlerde bir hasarın işareti olabilir ve acilen tedavisi gerekir.

Şiddetli bel ağrıları bel fıtığının habercisi olabilir mi?

Bel ağrısında radyofrekans yöntemiyle tedavi

Ağrıda radyofrekans tedavisi sürekli olarak ağrı üreten bölgedeki sinir iletim liflerinin devre dışı bırakılması tekniğidir. Bu alandaki sinirlere veya dokuya hasar verilmeksizin, radyofrekansın uygulandığı bölgedeki sinirler üzerinde düzenleyici etkisinden yararlanılır. Böylelikle uzun süreli ya da kalıcı ağrı tedavisi sağlanır. Steril şartlar sağlanarak, “küçük girişim” olarak adlandırılan yolla, özel bir cihaz ve çok yüksek titreşimli bir akım, özel bir kablo ve iğne aracılığı ile yalnızca ağrıyı taşıyan sinir lifine uygulanır. Böylelikle bu cihazı kullanarak yapılan müdahalelerde belirli bir sinire, kontrollü olarak uyarı verilir ve sinirin ağrı sinyallerini iletme özelliği kaybolur.

Özellikle bel, boyun, sırt ve diz ağrılarında etkili sonuç veren radyofrekans uygulamalarının diğer tedavilere kıyasla birçok önemli avantajı vardır. İşlem genel anlamda ağrısızdır ve ameliyat gerektirmemektedir. Son derece hassas cihazlarla, kontrollü olarak yapılır, uygulamanın yapılacağı yer, röntgen cihazı ile kesin olarak belirlenir ve elektronik cihaz tarafından belirlendiği için işlem emniyetle gerçekleştirilir. İşlem sonrasında 4-5 gün istirahat edilmesi gerekir. İstirahat süresinin bitiminde hasta düzenli olarak kontrol edilir ve gerekliyse egzersiz programı önerilir.

Bel ağrılarınız varsa ; ankara bel ağrısı tedavi merkezi, ankara bel ağrısı tedavisi, ankara radyofrekans tedavisi hakkında bilgi alın. Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu kendi kliniğinde ankara ağrı doktoru olarak hizmet vermektedir.

The post Bel Ağrısında Radyofrekans Yöntemi appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Bel ağrısı doktora en sık doktora başvurulan sebeplerden biri. Hareketleri kısıtladığı için de hem günlük hayatı hem de iş verimini etkiliyor. Ağrı, Beyin, Sinir Hastalıkları ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu; bel ağrısı türlerini ve tedavi şekillerini anlattı.

Bel ağrısı, oldukça evrensel bir ağrı çeşididir ve hemen hemen herkes bir noktada bel ağrısı yaşar. Göğüs kafesinin altından başlayan kısım alt sırt ya da bel bölgesi olarak adlandırılır. Bu kısımda ağrı yoğun olabilir ve kontrolsüz hareket en önemli nedenlerinden biridir. Neyse ki bel ağrıları çoğu zaman kendi kendine düzelir. Düzelmediğinde ise oldukça etkili tedavileri vardır.

Bel ağrısı belirtileri

Semptomlar donuk bir acıdan, bıçaklanma veya çekilme hissi arasında değişir. Ağrı düz hareket etmeyi veya ayağa kalkmayı zorlaştırabilir. Akut bel ağrısı aniden, sıklıkla spordan veya ağır kaldırmayla yaralanmadan sonra ortaya çıkar. Üç aydan fazla süren ağrı kronik olarak kabul edilir.

Düşme veya yaralanma sonrası şiddetli bel ağrısı, sağlık uzmanı tarafından kontrol edilmelidir. Diğer uyarı işaretleri arasında bağırsak veya mesane kontrolü kaybı, kasık bölgesinde uyuşma, bacak güçsüzlüğü, ateş ve öksürme veya idrar yaparken ağrı sayılabilir. Bu belirtilerden herhangi biri, sırt ağrınızla birlikte varsa doktora başvurmalısınız.

Kas gerilmesi ve siyatik: Ağır kaldırma veya çok sert egzersizi takip eden sırt ağrıları genellikle kas gerilmesinden kaynaklanır. Ancak bazen sırt ağrısı şişkinlik veya yırtılma olan bir diske bağlı olabilir. Siyatik sinire kabarmış veya yırtılmış bir disk baskı yaparsa, ağrı kalçadan başlayıp bacağın birinden aşağı doğru akabilir. Buna siyatik denir.

Bel ağrısının diğer sebepleri: İşiniz kaldırma, çekme veya omurgayı döndüren herhangi bir şeyi içeriyorsa, sırt ağrısına katkıda bulunabilir. Bununla birlikte, bütün gün masa başında oturmak, özellikle sandalyeniz rahatsız edici ya da eğik oturmaya yönlendiriyorsa risk yaratabilir.

Ankara Bel Ağrısı Tedavi Merkezi

Çantanızı, sırt çantanızı veya evrak çantanızı omzunuza taksanız da taşıdığınız diğer ağırlıklar da dahil olmak üzere üst gövdeyi destekleyen alt sırttır. Bu yüzden, aşırı dolu bir çanta, özellikle her gün taşınırsa, alt sırtı zorlayabilir. Ağır bir yük taşımanız gerekiyorsa tekerlekli bir evrak çantasına geçmeyi düşünmelisiniz.

Spor salonunda ya da golf sahasında aşırı egzersiz yapmak, sırt ağrısına neden olan aşırı uzatılmış kasların en yaygın nedenlerinden biridir. Çalışma haftası boyunca hareketsiz olma eğilimindeyseniz ve hafta sonlarını spor salonunda ya da softball alanında geçiriyorsanız, özellikle hedef kitle arasında yer alabilirsiniz.

Anneniz, “Dik dur!” derken haklıydı. Eğilmiyorsanız sırtınız ağırlığı en iyi şekilde destekler. Bunun için dinlenirken iyi bir bel desteği ile oturmanız gerekir. Ayakta dururken de ağırlığı her iki ayağınıza dengeli bir şekilde vermelisiniz.

Fıtıklaşmış disk de başlıca bel ağrısı sebepleri arasında yer alır. Omurga omurları, yaşlanma veya yaralanmalardan yıpranmaya ve aşınmaya meyilli jel benzeri diskler ile doludur. Zayıflamış bir disk spinal sinir köklerine baskı yaparak yırtılabilir veya şişebilir. Bu fıtıklaşmış bir disk olarak bilinir ve şiddetli ağrıya neden olabilir.

Bazı kronik durumlar bel ağrısına neden olabilir. Spinal stenoz, omurilik çevresindeki boşluğun daralmasıdır ve bu da omurilik sinirlerine baskı yapabilir. Spondilit, spinal eklemlerin şiddetli iltihabı nedeniyle kronik sırt ağrısı ve sertliği ifade eder. Fibromiyalji, sırt ağrısı da dahil olmak üzere yaygın kas ağrısına neden olur.

Bel ağrısı için kimler risk altında?

Çoğu insan 30’lu yaşların ilk başlarında bel ağrısı yaşamaya başlar. Risk yaşla birlikte artar. Belinize zarar verebilecek diğer nedenler arasında şunlar olabilir: Aşırı kilolu olmak, hareketsiz olmak, ağır şeyler kaldırmak vs.

Nasıl teşhis edilir?

Öncelikle hastanın hikayesi dinlenerek muayene edilir. Doktorunuz tedaviye başlamadan önce X-ışınları, CT veya MRI taraması isteyebilir.

Bel ağrısında ameliyatsız tedavi: Radyofrekans yöntemi

Ağrıda radyofrekans tedavisi sürekli olarak ağrı üreten bölgedeki sinir iletim liflerinin devre dışı bırakılması tekniğidir. Bu alandaki sinirlere veya dokuya hasar verilmeksizin, radyofrekansın uygulandığı bölgedeki sinirler üzerinde düzenleyici etkisinden yararlanılır. Böylelikle uzun süreli ya da kalıcı ağrı tedavisi sağlanır. Steril şartlar sağlanarak, “küçük girişim” olarak adlandırılan yolla, özel bir cihaz ve çok yüksek titreşimli bir akım, özel bir kablo ve iğne aracılığı ile yalnızca ağrıyı taşıyan sinir lifine uygulanır. Böylelikle bu cihazı kullanarak yapılan müdahalelerde belirli bir sinire, kontrollü olarak uyarı verilir ve sinirin ağrı sinyallerini iletme özelliği kaybolur.

Özellikle bel, boyun, sırt ve diz ağrılarında etkili sonuç veren radyofrekans uygulamalarının diğer tedavilere kıyasla birçok önemli avantajı vardır. İşlem genel anlamda ağrısızdır ve ameliyat gerektirmemektedir. Son derece hassas cihazlarla, kontrollü olarak yapılır, uygulamanın yapılacağı yer, röntgen cihazı ile kesin olarak belirlenir ve elektronik cihaz tarafından belirlendiği için işlem emniyetle gerçekleştirilir. İşlem sonrasında 4-5 gün istirahat edilmesi gerekir. İstirahat süresinin bitiminde hasta düzenli olarak kontrol edilir ve gerekliyse egzersiz programı önerilir.

Bel ağrısını önleme

Yaşlandıkça bel ağrısını önlemenin kesin bir yolu yoktur, ancak riski azaltmak için atabileceğiniz adımlar vardır: Sağlıklı bir kiloda kalın, düzenli egzersiz yapın, sırtınızla değil bacaklarınızla kaldırın, mesleğinizin ağrıya katkıda bulunmamasına dikkat edin.

Ankara’da en iyi ağrı doktoru olarak bilinen ankara ağrı doktoru Ali Kemal Erdemoğlu’ndan randevu alın …

The post Ankara Bel Ağrısı Tedavisi appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.

Ankara Ağrı, Beyin, Sinir Hastalıkları ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, baş ağrısının sebepleri, çeşitleri ve tedavilerini anlattı.

Baş ağrıları, en yaygın tıbbi şikayetlerden biridir; çoğu insan hayatlarının bir noktasında mutlaka yaşar. Yaş, ırk ve cinsiyetten bağımsız olarak herkesi etkileyebilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), tüm dünyadaki yetişkinlerin neredeyse yarısının herhangi bir yılda baş ağrısı yaşadığını bildirmektedir.

Baş ağrısı, stres veya duygusal stresin bir işareti olabilir veya migren veya yüksek tansiyon, anksiyete veya depresyon gibi tıbbi bir rahatsızlıktan kaynaklanabilir. Başka sorunlara da yol açabilir. Örneğin, kronik migren baş ağrıları olan kişiler düzenli olarak işe veya okula gitmekte zorlanabilir.

Baş ağrısı nedenleri nelerdir?

Baş ağrısı, dünya çapında yaygın bir şikayettir. Başın herhangi bir yerinde, başın her iki tarafında veya yalnızca tek tarafta baş ağrısı oluşabilir. Baş ağrılarını tanımlamanın farklı yolları vardır. Birincil ya da ikincil olarak sınıflandırılır.

Birincil baş ağrıları: Doğrudan kafada ağrıya duyarlı yapıların aşırı aktif olmasından veya bunlarla ilgili sorunlardan kaynaklanan tek başına hastalıklardır. Bu, kan damarlarını, kasları ve baş ve boyun sinirlerini içerir. Beyindeki kimyasal aktivitedeki değişikliklerden de kaynaklanabilirler. Sık görülen primer baş ağrıları migren, küme baş ağrıları ve gerginlik baş ağrılarıdır.

İkincil baş ağrısı: Başka bir durum başın ağrıya duyarlı sinirlerini uyardığında ortaya çıkan semptomlardır. Başka bir deyişle, baş ağrısı belirtileri başka bir nedene bağlanabilir. Çok çeşitli farklı faktörler ikincil baş ağrısına neden olabilir. Bunlar şunları içerir: alkol kaynaklı akşamdan kalma, beyin tümörü, kan pıhtıları, beyin içinde veya çevresinde kanama, “beyin donması” veya dondurma baş ağrıları, karbonmonoksit zehirlenmesi, sarsıntı, kurutma, glakom, geceleri diş sıkma, grip, rebound baş ağrıları olarak bilinen ağrı kesici ilaçların aşırı kullanımı, panik ataklar, inme.

Baş ağrıları ciddi bir durumun belirtisi olabileceğinden, daha şiddetli, düzenli veya kalıcı hale gelirlerse tıbbi yardım almak önemlidir. Örneğin, bir baş ağrısı önceki baş ağrılarından daha ağrılı ve rahatsız edici ise, ilaçla daha kötüleşirse veya iyileşmezse veya konfüzyon, ateş, duyusal değişiklikler ve boyundaki diğer sertlik gibi diğer semptomların eşlik ederse derhal doktora başvurulması gerekir.

Türleri nelerdir?

Gerilim baş ağrıları: Gerginlik baş ağrıları, primer baş ağrısının en sık görülen şeklidir. Bu tür baş ağrıları normalde günün ortasında yavaş ve kademeli olarak başlar. Şunlar hissedilebilir: sanki kafasında sıkı bir bant varmış gibi, her iki tarafta sabit, donuk bir ağrı ve boyuna yayılan ağrı. Gerilim tipi baş ağrıları epizodik veya kronik olabilir. Epizodik ataklar genellikle birkaç saat sürmektedir, ancak birkaç gün sürebilir. Kronik baş ağrıları, en az 3 aylık bir süre boyunca ayda 15 veya daha fazla gün boyunca ortaya çıkar.

Migren: Genellikle başın sadece bir tarafında nabız atıcı, zonklayan bir ağrıya neden olabilir. Ağrıya bulanık görme, sersemleme, mide bulantısı, aura olarak bilinen duyusal bozukluklar eşlik edebilir. Migren, primer baş ağrısının en sık görülen ikinci şeklidir ve bir bireyin yaşamı üzerinde önemli bir etkisi olabilir. Bir migren birkaç saatten 2 ile 3 gün arasında sürebilir.

Ribaund baş ağrıları: Baş ağrısı semptomlarını tedavi etmek için aşırı ilaç kullanımından kaynaklanır. Bunlar ikincil baş ağrısının en sık nedenidir. Genellikle günün erken saatlerinde başlar ve gün boyu devam eder. Ağrı kesici ilaçlarla iyileşebilirler, ancak etkileri tükendiğinde kötüleşirler. Baş ağrısı ile birlikte şunlar görülebilir: boyun ağrısı, huzursuzluk, burun tıkanıklığı hissi ve düşük uyku kalitesi. Ribaund baş ağrıları bir dizi belirtiye neden olabilir ve ağrı her gün farklı olabilir.

Küme baş ağrıları: Genellikle 15 dakika ile 3 saat arasında sürer ve haftada bir ay boyunca günde bir kez birden fazla günde sekiz kez meydana gelirler. Kümeler arasında, baş ağrısı belirtileri olmayabilir ve bu baş ağrısız dönem aylarca sürebilir. Küme baş ağrılarının neden olduğu ağrı: tek taraflı, şiddetli, genellikle keskin veya yakıcı olarak tanımlanır ve yine genellikle bir gözün içinde veya çevresinde bulunur. Etkilenen bölge kırmızı olabilir ve şişebilir, göz kapağı sarkabilir ve etkilenen taraftaki nazal burun tıkalı ve akışkan hale gelebilir.

Thunderclap baş ağrıları: Genellikle “hayatımın en kötü baş ağrısı” olarak tanımlanan ani ve ciddi baş ağrılarıdır. Bir dakikadan az bir sürede maksimum yoğunluğa ulaşır ve 5 dakikadan uzun sürer. Thunderclap baş ağrısı, intraserebral kanama, serebral venöz tromboz, yırtılmış veya bozulmamış anevrizmalar, geri dönüşümlü serebral vazokonstriksiyon sendromu (RVS), menenjit ve hipofiz apopeksi gibi hayati tehlike arz eden durumlara ikincildir.

Baş ağrıları nasıl tedavi edilir?

Baş ağrısını tedavi etmenin en yaygın yolları dinlenme ve ağrı kesici ilaçlardır. Doktor tavsiyesine uymak önemlidir, çünkü aşırı ağrı kesici ilacın aşırı kullanımı baş ağrısına yol açabilir.  Akupunktur, baş ağrılarını hafifletmeye yardımcı olabilecek alternatif bir terapidir. Baş ağrıları için çeşitli alternatif tedavi yöntemleri mevcuttur, ancak herhangi bir önemli değişiklik yapmadan veya herhangi bir alternatif tedavi formuna başlamadan önce bir doktora danışmanız önemlidir. Alternatif yaklaşımlar şunları içerir: akupunktur, bilişsel davranış terapisi, bitkisel ve beslenme sağlığı ürünleri, hipnoz ve meditasyon. Bazen, bir baş ağrısı belirli bir besinden veya besin eksikliğinden, özellikle de magnezyum ve bazı B vitaminlerinden kaynaklanabilir. Besin eksikliği, düşük kaliteli bir diyet, altta yatan emilim sorunları veya diğer tıbbi koşullar nedeniyle olabilir.

Neler yapılabilir?

Baş ağrısı riskini azaltmak ve meydana gelirse ağrıyı hafifletmek için birkaç adım uygulanabilir. Başınıza veya boynunuza bir ısı paketi veya buz paketi uygulayın, ancak aşırı sıcaklıklardan kaçının. Mümkün olduğunca strese maruz kalmaktan kaçının ve kaçınılmaz stres için sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirin. Kan şekeri sabit kalmaya özen göstererek düzenli yemekler yiyin. Sıcak bir duş yardımcı olabilir, ancak nadir bir durumda sıcak suya maruz kalmak baş ağrısını tetikleyebilir. Düzenli egzersiz yapmak ve yeterince dinlenmek ve düzenli uyku almak genel sağlık ve stresin azalmasına katkıda bulunur.

Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, ( ankara ağrı doktoru, ankara migren doktoru, en iyi migren doktoru ankara , ankara küme baş ağrısı doktoru, ankara baş ağrısı tedavi doktoru) boyun ağrısı, bel ağrısı, radyofrekans tedavisi, baş ağrısı, tüm ağrı çeşitleri tedavisi yapmaktadır. Hemen randevu alabilirsiniz.

Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu’nun basılı medyadaki baş ağrısı konusunda açıklamalarını incelemek için tıklayın. 

The post Baş Ağrıları Tedavisi Sebepleri ve Çeşitleri appeared first on Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu.